Yahşi Cazibe‘de Türkçenin Hâlleri
Televizyon dizilerini neredeyse hiç takip etmeyen biri olduğum hâlde, son zamanlarda Atv’de yayımlanan Yahşi Cazibe adlı dizinin sıkı izleyicilerinden biri oldum. Baş oyuncular içinde Azerbaycan göçmeni Cazibe’nin bulunması, bir Azerbaycan Türk’ü olduğum için beni diziye bağladı. Konuları Türk insanının en neşeli yanlarından seçmeleri ve bunu çok iyi bir oyuncu kadrosuyla ekrana taşımaları nedeniyle, Yahşi Cazibe’nin şu anda Türkiye’de izlenmeye değer nadir televizyon programlarından biri olduğunu söylemem mümkün.
Dizinin şenlenmesinde, Türkçenin esnek yapısından çok etkin bir biçimde yararlanıldığını söylemek için tek bölümü izlemek bile yeterli oluyor. Azerbaycan’dan Türkiye’de göç eden Cazibe’nin Kemal’i bulması ve iş hayatını düşündüğü için patronunun kızı olan Simge‘den bir türlü kurtulamayan Kemal’in hâlâ aynı evde yaşadığı Cazibe ile ciddi bir birliktelik sağlayamaması ve ev – iş yaşamında sıkça karşımıza çıkabilecek gülünç tiplerle süslenen kurgunuın ortaya çıkmasında Türkçenin gücü ön plana çıkıyor. Azerbaycan Türkçesinde farklı kullanılan sözcüklerin, Türkiye Türkçesinde ortaya çıkardığı gülünç durumların üzerine Simge gibi Avrupa hayranı – bilinçsizlik abidesi bir kişiliğin Türkçeye kastı varmışçasına yabancı sözcükleri kullanması ve ikisi arasında kalan Kemal’in desteğiyle verilen mesajlar oldukça güzel ve anlamlı oluyor.
Yılbaşı kutlaması için evi süslemek isteyen Cazibe’nin bir renkli kağıda Azerbaycan Türkçesinde “Hoş geldin 2011” anlamına gelen “Hayra Garşı 2011” yazmasını sindiremeyen Simge’nin, “Artık Türkçeyi öğrenir misin lütfen Cazibe? Bak ben paraya kıyıp Türkçe bir afiş yaptırdım.” dedikten sonra üzerinde “Merry Christmast” yazılı bir afiş çıkarması Cazibe’nin “Maşallah, Öz Türkçe!” sözüyle anlam buluyor. Simge’nin ısrarla ve modern insan edalarıyla kullandığı “unbeliveable, klas, ambians, zoom, kitchen” gibi yabancı sözcüklere karşı Cazibe’nin kullandığı “er, otağ, toy” gibi sözcükler; milli bilince sahip bir Türk‘le batı özentisi bir Türk’ün mücadelesini yansıtıyor. Köpeğine bile Paris adını veren Simge’nin her fırsatta Türkçeyi baltalaması buna benzer binlerce örnekle ekranlara taşınıyor.